Yeni Korece Kelimeler (2)


천칭자리> terazi burcu
사자자리>aslan burcu
맨날>hergün
다들>herkes
무조건> koşulsuz,kayıtsız şartsız
극복하다> üstesinden gelmek
화성인> (sözlük anlamı Marslı) zırdeli
꺼져!> defol! çık dışarı
저리가!> defol!
꺼져 버려!> çek git!
아쉬워요.> maalesef,üzgünüm
감동하다> etkilenmek 
동감!> katılıyorum,kabul ediyorum
적극적으로> aktif olarak
상쾌하다> ferahlatıcı,serinletici
똑같아요> aynı
진심> samimi olarak,samimiyetle,içtenlikle
오해하다> yanlış anlamak
후회하다> pişman olmak,pişmanlık duymak
아무튼> her neyse
엄청> çok,oldukça
속상하다> üzgün olmak
방문객>ziyaretçi
불친절한> kırıcı,nezaketsiz
다행이네요.> memnun oldum,sevindim (çok şükür)
대단해요.> inanılmaz,şaşırtıcı

Yeni Korece Kelimeler (1)


감추고> gizlemek
형제> erkek kardeş
자매> kız kardeş
사람마다> kişi başı
맘에 드는 > sevdiğin biri,sevdiğim biri
졸려> uykulu
힘내>güçlü ol!
우연히> tesadüfen,şans eseri
동물> hayvan
친한> samimi,dostça
 지나친> aşırı
답답한> sinir bozucu
다양한> çeşitli,farklı
생김새> görünüm
작가> yazar
기침> öksürük
의외로> şaşırtıcı bir şekilde,sürpriz olarak
수시로> çoğu kez,sıklıkla
하루 종일> bütün gün,gün boyu
포장> ambalaj,paketleme
그야말로> nitekim,gerçekten de
 평범하게> normalde,normal olarak
독특하게> eşsiz,benzersiz
유창하게> akıcı bir biçimde,sorunsuz
중요한> önemli
훨씬> daha fazla,daha çok
겨우> zar zor,anca
모임> toplantı
직접> doğrudan doğruya,direkt olarak
늘> her zaman,sürekli
축제> festival
수학> matematik
그럭저럭 > oldukça
덜> daha az
유학> yurt dışında okumak veya çalışmak
아무래도> her nasılsa,bir şekilde
임마> dostum,ahbap
우울>hüzün,melankoli
나보다 실력이 더!> benden daha iyi
사나이> adam,erkek
사랑스러워요.> sevimli,güzel
그래 바로> evet doğru
야한> boşboğaz,şapşal,şom ağızlı
아무렴> tabiki
편안하게> rahatlıkla

Korece Kelimeler

Merhaba arkadaslar 
Uzun bir suredir kaydettigim Korece kelimeleri sizlerle paylasmak istiyorum. Hepsinin yuzde yuz dogru oldugunu bilemem ama cogunu bizzat duyarak,sorarak tekrar gozden gecirerek paylasiyorum.Umarim isinize yarar.Daginik ve alfabetik degil maalesef :( 
Kelime haznesi hicbir zaman full olmayacagindan,zaman gectikce yeni kelimeler ogrendikce buraya ekleyecegim ve sizlerde faydalanirsiniz umarim.


Kolay gelsin! 화이팅!




거만하다> kendini beğenmişlik yapmak,kibirli olmak
그리워하다>özlemek/özlem çekmek
구별하다>ayırmak/ayırt etmek
세수하다> yıkamak (el/yuz)
서로 사랑하다>birbirini sevmek
조용하다>sessiz olmak/ sakin olmak
쓸쓸하다> yalnız olmak
친절하다>cana yakın/yardımsever/şevkatli
필요하다>ihtiyaci olmak/gerekli olmak/lazım olmak
허락하다> izin vermek/kabul etmek
외로워하다>yalnız olmak
유명하다>meşhur olmak/bilinen olmak
원하다>istemek/arzu etmek/dilemek
어쩌면>belki muhtemelen 
원재료>malzeme (içindekiler)
그쵸?>değil mi?
새해 복 많이 받으세요.>mutlu yıllar .. yeni yılın kutlu olsun
대회 >Yarışma
그 다음에> daha sonra,ardından,o zaman
놀라워요> hayret verici
추천할께요> tavsiye edeceğim
화났어요? >delirdin mi ? çıldırdın mı? deli misin?
언젠가> birgün
궁금하네요.> merak ettim or merak ediyorum (unlemli)
몸조심해요.> kendine iyi bak
뵙기를 바랍니다 >görüşmek üzere,görüşmek dileğiyle
1월달 >ocak ayı
관광하기 >gezmek gezinti
않놀아요> oynamıyorum
 지루하다 >sıkıcı
아이고 >Allah Allah, vay be 
참 >oh,aman 
당황스러웠겠어요. >utandım
연인 >sevgili
원한다면 >eger istersen,istersen 
하루는 >bir günde 
내 가족들이 >benim ailem
연락드릴게요. >irtibata geçeceğim.
수고하세요. >Kolay gelsin
들어왔어요 > içeri geldimi.girdimi ?  
들어갔어요> içeri gittimi ?
죄송하다>üzgünüm,özür dilerim
아니죠. >Hayır 
너 스스로 >kendi kendine
나 스스로> kendi kendime
따로 >Ayrı ayrı
질투 >kıskançlık
바래요 >umarım,umuyorum
기분 >ruh hali
-군요? (아니군요),(그렇군요)  değilmi ? öylemi ? ekidir.
그렇군요> anlıyorum
다시 한번 말씀해 주세요. > bir kez daha söyleyiniz
소녀> kız
소년 >oğlan
흰색 >beyaz
파란색> mavi
노란색 >sarı
보라색 >mor
순수한 >saf,temiz kişi
갑자기 >birden,aniden
주황색> turuncu
나무 >ağaç
녹색 >yeşil 
은색 >gri
자동차> otomobil
건물 >Bina
마지막> son
마지막으로>son olarak
똑똑하다> Zeki,akıllı
뚱뚱하다> Şişman
양초 >mum
짧다> kısa
또는,아님 >veya, yada
놀러와요 >en kısa zamanda gel
서술어 >yüklem
거기에는> orada 
남친 >sevgili,erkek arkadaş
졸려요> uykum var
아닌가 봐요 >oyle gorunmuyor,belki değil
알바> part time iş
대단하네요>harika (unlemli)
벌써> şimdiden,zaten
꿈 >rüya,düş
사랑하는 친구야 >sevgili arkadaşım
사랑하는 친구들아> sevgili arkadaşlar
좋은 하루 되세요. >iyi günler
등등. >vs.
천만에요> birşey değil
매우 >son derece
용서해주세요 >lütfen beni affet
절대> mutlak,kesin
조카 >yeğen
보통> genellikle
즐기다> hoşlanmak 
기억하다> hatırlamak 
돈을 내다 >ödemek 
설명하다> açıklamak 
장난감> oyuncak 
상점 >dükkan 
함께 >beraber,birlikte
공짜> ücretsiz 
지불> ücret 
거리 >mesafe 
친구처럼 >dost olarak,arkadaş gibi
분명히> kesin olarak,kesinlikle
처음처럼> ilk kez gibi
과일> meyve 
오늘도 즐거운 하루 보내세요> iyi günler
잔> fincan 
냉장고> buzdolabı
프라이팬> tava 
냉비> tencere
컵> bardak 
찻주전가> çaydanlık 
칼> bıçak 
접시> tabak 
수건> havlu 
베개> yastık 
카펫> halı 
커튼 >perde 
꽃병 >vazo 
발코니> balkon 
천정 >tavan 
열쇠 >anahtar 
창문 >pencere 
교실 >sınıf 
정답! >Doğru 
만나는거 어때요? >buluşmaya ne dersiniz  ?
아자 아자!> hadi hadi
귀여워요> sevimli
화이팅> fighting !
즐겁다 >eğlence
즐거웠어요 >eğlenceliydi
임마> ahbap,dostum
옛날에> uzun zaman once
아까> eski,daha önce,daha erken
미친놈이구나 > bu çılgınca,çılgınlık bu
땡큐> teşekkürler
기회가 되면 >şans olursa,fırsat yakalarsam
훌륭해요> mükemmel
만나기를 기대합니다 ?buluşmak için sabırsızlanıyorum
얼른 (빨리 gibi)  > hızla,hızlıca
좋은 꿈 꾸세요 > tatlı rüyalar
그때도 >hatta ondan sonra
가구 (furniture ,mobilya)
가다 (to go, gitmek)
가두다 (to lock in,kilitlemek)
고구마 (sweet potato tatlı patates)
고기 (meat et)
고모 (father's sister hala)
기도 (prayer dua)
나가다 (go out dışarı çıkmak)
나무 (tree ağaç)
나이 (age yaş)
누가 (who kim)
누구 (who Kim)
누나 (older sister büyük abla)
다니다 (bir yere gitmek)
마다 (every her)
아기 (baby bebek)
아마도 (maybe,perhaps belki)
아이 (child çocuk)
오다 (to come gelmek)
오이 (cucumber salatalık)
이기다 (to win kazanmak)
이모 (mother's sister teyze)
가게 (store mağaza ) 
가수 (singer şarkıcı)
가스 (gas gaz)
가루 (powder toz)
개 (dog köpek)
개미 (ant karınca)
거기 (there orada)
게 (crab yengeç)
기다리다 (to wait beklemek)
고래 (whale balina)
나라 (country ülke)
나르다 (to carry taşımak)
나비 (butterfly kelebek)
내리다 (to go descend inmek)
네 (yes evet)
내 (my benim)
노래 (song şarkı)
다시 (again tekrar)
도시 (city şehir)
드라마 (drama dizi)
라디오 (radio radyo)
러시아 (Russia rusya)
마시다 (to drink içmek)
머무르다 (to stay kalmak)
매미 (cicada ağustos boceği)
매우 (very aşırı)
메모 (memo not)
모래 (sand kum)
모르다 (to not know bilmemek)
모자 (cap,hat şapka)
무게 (weight ağırlık)
미래 (future gelecek)
미소 (smile gülümsemek)
바지 (pants pantolon)
배우 (actor/actress aktör artist)
배우다 (to learn ögrenmek)
버스 (bus otobüs)
베개 (pillow yastık)
보내다 (to send göndermek)
보다 (to see, to look, to watch görmek,bakmak,izlemek)
부모 (parents ebeveyn)
부자 (rich person zengin)
비 (rain yağmur)
사고 (accident kaza)
서비스 (service servis)
아내 (wife eş)
아주 (very oldukça)
아주머니 (middle age woman orta yaşlı kadın)
어디 (where nerede)
어리다 (to be very young çok genç olmak)
오래 (for a long time uzun sure)
우리 (we biz)
자주 (often sık sık)
주소 (address adres)
주스 (juice meyve suyu)
지다 (to lose kaybetmek)
가르치다 (to teach ögretmek)
고추 (hot pepper acı biber)
고프다 (to be hungry aç olmak)
교수 (professor profesor)
구타 (beating dayak)
구토 (vomiting kusmak)
구치소 (prison hapis)
기계 (machine makine)
기타 (guitar gitar)
기차 (train tren)
노처녀 (maiden lady evde kalmış kız)
대여 (a loan borç)
마치다 (to finish bitirmek)
매표소 (ticket office bilet gişesi)
묘지 (grave mezar)
미치다 (to be crazy deli olmak)
바코드 (bar code barkod)
배터리 (battery şarj)
부케 (bouquet buket)
사투리 (dialect lehçe)
사치 (luxury lüx)
수표 (check kontrol)
소파 (sofa kanepe)
시차 (time difference saat farkı)
시키다 (to order sipariş)
아파트 (apartment apartman)
아프다 (to be painful hasta olmak)
야하다 (to be vulgar kaba olmak)
얘기 (story hikaye)
여보 (honey [married couple] balım (evli çiftler için)
여자 (girl kız)
예 (example örnek)
오토바이 (motorcycle motorsiklet)
오해 (misunderstanding yanlış anlamak)
오후 (afternoon ogleden sonra)
요구르트 (yogurt yoğurt)
요리 (cooking yemek pişirme)
우유 (milk süt)
이유 (reason sebep)
주차 (parking otopark)
조카 (nephew yeğen)
지폐 (paper money kağıt para)
차 (tea, car çay araba)
차표 (bus ticket otobüs bileti)
초대하다 (to invite davet etmek)
카드 (card kart)
카카오 (cacao kakao)
카페 (cafe kafe)
캐나다 (Canada kanada)
커피 (coffee kahve)
코 (nose burun)
쿠키 (cookies kurabiye)
크리스마스 (Christmas yılbaşı)
키 (height yükseklık)
키스 (kiss öpücük)
토마토(tomato domates)
포도 (grape uzum)
피부 (skin ten)
하다 (to do yapmak)
허리 (waist bel)
호주 (Australia avustralya)
휴가 (holiday, rest day tatil,izin günü)
휴지 (toilet paper tuvalet kağıdı)
얘 (him/her o)
걔 (him/her o)
쟤 (him/her o)
높다 (to be high yüksek olmak)
덥다 (to be hot sıcak olmak)
맙소사 (Oh no! Oh my god)
십 (ten 10)
춥다 (to be cold soğuk olmak)
길 (road yol)
잘 (well iyi çok)
말 (horse at)
물 (water su)
입술 (lips dudaklar)
가격 (price fiyat)
감자 (potato patates)
갑자기 (suddenly aniden)
같다 (to be the same aynı olmak)
다음 (next sonrakı)
먹다 (to eat yemek)
못생기다 (to be ugly çirkin olmak)
선생 (teacher öğretmen)
설렁하다 (to be chilly soğuk olmak)
수업 (class sınıf)
알다 (to know bilmek)
어렵다 (to be difficult zor olmak)
웃음 (laugh gülmek)
일본 (Japan Japon)
일요일 (Sunday pazar günü)
팔다 (to sell satmak)
할아버지 (grandfather büyükbaba)
가깝다 (to be close kapalı olmak)
과일 (fruit meyve)
과자 (snack aperatif)
기엽다 (to be cute sevimli olmak)
기쁘다 (to be glad sevinmek)
까다롭다 (to be picky seçici olmak)
깜빡 (flash flaş)
깜짝 놀라다 (to be surprised sürpriz olmak)
깎다 (to cut kesme)
꽃 (flower çiçek)
비싸다 (to be expensive pahalı olmak)
빠르다 (to be quick cabuk olmak)
싸다 (to be cheap ucuz olmak)
싸우다 (to fight dovusmek kavga etmek)
쓰다 (to use, to write yazmak)
영화 (movie film)
예쁘다 (to be pretty  güzel olmak)
오빠 (older brother [for a female] büyük abi kızlar için)
왜 (why neden)
외국 (foreign country yabancı ulke)
외롭다(to be lonely yalnız olmak)
외숙모 (mom's brother's wife yenge)
위험하다 (to be dangerous tehlıkelı olmak)
의사 (doctor doktor)
의자 (chair sandalye)
짜증 나다 (to be annoyed sinirli olmak)
치과 (dentist office dişçi)
튀김 (fried food kızarmış yemek)
회사 (company şirket)
원숭이 (monkey maymun)
(ozne ekı dolu ise 은 bos ise 는 ben sen o ozne basa gelen kelime icin
nesne eki dolu ise 을 bos ise 를 ortadaki kelime icin )
와 / -과> ile  
무엇> ne 
여기> burada 
거기> orada 
저기> şurada 
개 >tane
병 >şişe 
좋은 아침,좋은 아침입니다! > günaydın 
잘됐다> harika
여전히> yinede hala henüz 
높임말 >saygılı
어서 오십시오 >hoşgeldiniz
아놔> vay be,allah Allah
이럴수가 없어요 >inanılmaz,akılalmaz
이해하다> anlamak
존댓말 >(saygı ifadesi,yüceltici konuşma)
두번째 >ikinci
그렇구나> anlıyorum
말씀하다> (saygılı) söylemek
말하다> demek,soylemek
이야기하다> konuşmak
현재형>Şimdiki zaman
과거형>geçmiş zaman
미래형>gelecek zaman
며칠 전에> birkaç gün önce
요새>  bugünlerde 
어떡해>Aman Tanrım!
지루한> Sıkıcı
답답하다> sinir bozucu,gerginlik
의뢰 > istek,talep
마을 > Köy
늘>daima,her zaman
잔소리를> dırdır
고민> endişe
올바르게>doğru şekilde,düzgün olarak
습관> alışkanlık
얼굴> yüz (face:)
곧> hemen,yakında
전용> yalnızca,sadece
실수하다> hata yapmak
화가> ressam
역시> Also,aynı zamanda,ayrıca
웃음>kahkaha
간식> aperatif
문구점> kırtasiye
계획적으로> kasıtlı olarak,bilerek
지출>harcama
돌아가>vefat etmek
결혼식> düğün töreni
장례식> cenaze töreni
아닐까요?> değil mi ?
종교> Din
 주말에> hafta sonları
내내> boyunca,sürecince
아쉽게도> ne yazıkki,maalesef
기도해줘. > bana dua et
굉장히> oldukça
와/과 연결되다  > bağlı olmak,ilişkili olmak
머무를 기간> kalış süresi
현재 > şimdi,hemen
현대> modern
얼른> çabucak,hızlıca,yakında
아쉽네요 > çok yazık,ne yazık
댓글> yorum
문의 > sorgu,talep
구경하다> gezmek
오직> sadece
점점> daha fazla
부러워요> kıskanmak,gıpta etmek
가능해요> mümkün olmak
신기해요! > hayret verici
동감해요! anlaştık (agreed)
동물원 > hayvanat bahçesi
설마> asla,katiyen,olmaz (no way)
그럴리가 없어요.> bu olamaz,imkanı yok,bu doğru olamaz
사랑하는 친구에게>sevgili arkadasima,sevgili arkadasim (dear friend)
종이 울리다>zil çalmak
소리(가) 나다>ses gelmek
불(이) 나다>yangın çıkmak
 겁이 나다> korkulu olmak
짜증(이) 나다>sinirli olmak
눈치가 없다> sezmemek
 열(이) 나다>ateşli olmak
냄새가 나다>kokmak
 땀이 나다>terlemek
오줌이 마렵다> çişi gelmek
힘이 들다>zorlanmak
 정이 들다>cana yakınlık duymak
눈물이 나다> göz yaşı dökmek
 비가 내리다>Yağmur yağmak
바람이 불다> rüzgar esmek
꽃이 지다>çiçek solmak
꽃이 피다> çiçek açmak
 삶> hayat
자식 이기는 부모 없다> Çocuklarını kazanan ebevyn yoktur
그때 봐요 > sonra görüşürüz
다녀오세요!> Hoşçakal,güle güle
아주아주!> müthiş! muazaam
마음으로 함께 > kalbimle,kalp ile birikte
감사드립니다> teşekkür ederim
신기하다> şaşırtıcı,amazing
이상하다> garip,tuhaf
그만큼>böylece,bu yüzden,öyle,yani (so)
생축생축 ! > happy birthday
당연하죠!> kesinlikle,tamamen,tabii ki,elbette
말고> değil,dışında,hariç,yerine
만나는건 어때요?> buluşmak nasıl olur?
-군요>  öyle görünüyor,mış-miş
-네요> mış-miş ünlem
장마>yağmur mevsimi,yağmur sezonu
수고하세요,수고해요> kolay gelsin (peşinden 안녕) denilebilir.
어떡해!> Aman Tanrım,Tanrım
고등어케밥> balık ekmek
조금 있다가 봐요!> kısa bir süre sonra görüşürüz
게다가>bunun yanısıra,ayrıca
자기야> balım,bebeğim,canım,tatlım
전문적인>profesyonel
뽀뽀!> Kiss kiss,öpücük
시원하다> güzel,harika,cool,serin
예전에> geçmişte
알아들을 수 있어> anlamak
굉장한데요>şaşırtıcı
확실히> kesinlikle,muhakkak,şüphesiz
맨날>her zaman,always
거의>hemen hemen,almost
까먹었어요> unuttum
왜냐면>çünkü
내가 도와줄게> yardım edeceğim 
담에봐> sonra görüşürüz 
행운을 빌어요.> iyi şanslar
어쨌든> neyse
아무튼> her neyse
아무튼가네> neyse
커피를 뽑다> makinadan kave almak
커피를 타다> makinayla kahve yapmak
감기(에) 걸리다> grip olmak
병에 걸리다> hasta olmak
꿈을 꾸다> rüya görmek
부러워요> kıskanmak
부끄러워요 > utanmak
막내 > ailedeki en geç yada bebek üye
양해를 부탁드립니다> anlayışınız için teşekkürler
생리대> pet
내가 그린 기린 그림이 목 긴 기린 그림인가 목 안긴 기린 그림인가
기린 >  tekerleme 
간장공장 공장장은 강공장장이고 된장공장 공장장은 장공장장이다 >  tekerleme
간장> soya sosu
된장> haşlanmış soya sosu
깜딱이야! > lanet olsun
거참! > işte bu ! işte!
놀이터 > oyun alanı
싸대기를 > pezevenk
농담> şaka 
진담 > cidden,ciddi olarak
저봐> bak
그나저나> bu arada
소문> dedikodu,söylenti
모략하다 > iftira
주목> dikkat
주문하다> sipariş etmek
하루만큼 > gündüzleri
묵사발! > eşek 
어쩌면 > belki de,muhtemelen
다들 > herkes 
웬일이야? > ne yapıyorsun
왠지 모르게 슬프다 > her nedense üzgünüm
연예인 > sanatçı
통보하다 > haber vermek 
흥분해요 > heyecanlanmak
영리하다 > zeki,akıllı
오히려 > aksine
우선> öncelikle
바로> sadece,yalnızca
특가세일> kampanyalar,specialler
아차 > ayy,opps
시식> tatma, tasting
뭡니까?> nedir?
그랬나?> değil mi?
아악 > ooo
암튼 > zaten,yine de,neyse
담에 > sonra
판매 슬립 > satış fişi
어떡하죠 이젠 > şimdi ne yapmalıyım
어떤가요 그댄 > how about you?
두통이> baş ağrısı
운이 좋다 > şanslı olmak
이번에는> bu sefer,bu kez
아놔> Allah Allah,vay be 
따로> ayrı ayrı,ayrı olarak
예를 들면> örneğin
안타깝게도.> ne yazıkki,maalesef
태어나 > doğmak
그렇죠> doğru
노약자> yaşlı
임산부도> hamile kadınlar
전철> tren
비어> boş
일부러> kasten,bilerek
맙소사> Aman Tanrım
딸기> çilek
복숭아> şeftali
중에> süresince,esnasında
위한> için,yönelik
직원>personel
낯선> yabancı
조만간> eninde sonunda,er yada geç
칫솔> diş fırçası
치약> diş macunu
고무> sakız
출구> çıkış
입구> giriş
지도> harita 
개쌔끼야>  o* çocuğu
이리 와> buraya gel!
닥쳐!> kapa çeneni
이제 됐어> artık yeter
등신아> gerizekalı,manyak
성명> (insan için) isim
성함> (insan için) isim 
빨라> daha hızlı,hızlıca
왠 일이야? > ne yapıyorsun !
데리고> almak 
-라고 >diye
목덜미> ense
목이>boyun
단어>kelime,söz
 어쩔 수 없네요 > ne söyleyeceğimi bilmiyorum,yapacak birşey yok
얼마 전에> bir süre önce
장마가> yağışlı sezon
주웠어> buldum
주었어요> bıraktım,verdim
얘기하다> konuşmak
계약> sözleşme
계획>plan
형제> kardeş
하나님> Allah,Tanrı
-는 한이 있더라도> olsa bile 
자신을 위해서> kendin için
어쩌면 > belki,muhtemelen
이봐요!> hey! buraya bak!
서서히> yavaş yavaş
개미가 > karınca
확인> onay
구입> satın alma
계약금> peşinat
석탄통 캐리어> inşaat işçisi
미치광이> manyak
등신> gerizekalı
어서와,이리와! > hadi!,hadi hadi
당근이지 (argo) > tabiki,kesinlikle
당근> havuç
얘들아> guys,çocuklar,beyler
어떡해!> aman tanrım!
방학> okul tatili
썰렁한> (와 썰렁한데)  komik değil,biraz soğuk
그만해라! > dur!, kes şunu
썰렁하다 그만해라 > komik değil kes şunu
가장> en,en çok
낮잠 > uyuklamak,şekerleme yapmak
-고 나서- 고 서 >  birşeyin bitip birşeyin başlamasına veya birşeyin bitip sonra birşeyin bittiğini gösterirken kullanılır. Örnek : 보통 아침 7시에 일어나고서 식사를 해요.
어딘데?> neredesin,nerede
-는 길에> üzerindeki yolda 
사이에> arasında
­-다가> ırken 
어젯밤 > dün gece
급한 > acele,hemen
거의> neredeyse hiç ,hemen hemen hiç
전혀> asla,hiç bir zaman
서점> kitabevi
일부> bazı,biraz
마무리> bitirme,tamamlama
훌륭한> harika
성공하다> başarılı olmak
기회> fırsat
놓치> kaçırmak
유용하다> faydalı olmak
젠장!> lanet olsun!
-라고 > o sana ne "diye" sordu?
-냐고 > ne "olduğunu" sordu
-다고> "olduğunu" duydum
-자고 > "yapalım" diye söyledim
박> gece
신경써줘서> kaygılarını için, for ur concern
안전> güvenli
대부분 > en çok,most,en fazla
검토 > gözden geçirmek
이동하> hareket etmek
상관없어요> önemli değil,farketmez
마중> pick up
내용> içerik
보답하> karşılığında
어떡하지?> ne yapabilirim? 
어떡하지> Allah Allah,aman tanrım
속상한 > üzgün
곁에> -tarafından 
그러지마!> bunu yapma! böyle yapma!
물어봐도 될까?>  sorabilir miyim?
섭섭하> üzgün olmak,üzülmek
며칠> birkaç gün
존중하> saygı duymak
토론> tartışmak

South Korea and Turkey Tourism Video



         South Korea Tourism Video 
                                                             Turkey Tourism Video 

Taksim Korean Restaurant




                                                Bulgogi 
                                              Ramyon 
                                                                         Chicken